Uzay; yaşadığımız, nefes aldığımız, hayatımızı devam ettirdiğimiz gezegenimizin de içinde bulunduğu ve sonsuzluğuna hayran olduğumuz karanlık bir boşluk. Kesin bir bilgi elde edilememekle birlikte uzayda milyarlarca galaksinin bulunduğu hala yalnızca düşünülmekte. Bu galaksilerin içinde yine milyarlarca güneş sistemi, gezegenler, asteroitler bulunmakta ve biz tüm bu gerçekliğe milyonlarca kilometre uzakta, aynı zamanda belki de bir ışık huzmesi kadar yakındayız. Uzayın sonsuzluğu, karanlığı ve bilinmezliği, yüzyıllardan beri insanoğlu için heyecan verici konuların başında gelmiştir. Bu yüzden uzay araştırmaları bizler için her zaman çekici, araştırılası olmuştur. İnsanlar bu uğurda türlü yollar denemişler, birçok icat gerçekleştirmişlerdir. Yaşadığı gezegeni yukarıdan seyretmek, o büyük ve karanlık boşlukta yolculuk yapmak, insanlığın geçmişten bugüne en büyük tutkularından olmuştur ki; kendi adıma ben de bu tutkuyu çocukluğumdan beri çok derinlerde hissediyorum.
İnsanlık olarak, ilk insanlı uzay seyahatinden bu yana, uzay konusunda çok kısa sürede birçok araştırma yaptık. Uzay teknolojilerinde yaptığımız her çalışma içimizdeki merak ve tutkuyu ateşlemeye devam etti. Daha önceleri sadece bilim adamları ve konunun ilgilileri gibi kısıtlı bir zümrenin ilgi alanında olan uzay ve uzay çalışmaları günümüzde birçok insanı içine çeken gizemli bir konu haline geldi. Uzayın karanlık, devasa boşluğu; farklı yaşamlarla tanışma ve onları keşfetme arzusu, başka bir gezegende bulunan bir su damlası ya da yetiştirilebilen ufacık bir bitki insanlık için ilginç, okunası, paylaşılası konuların başında geldi hep. Giderek globalleşen dünyada gelişen teknoloji ve iletişim ağlarının etkisiyle kendimizi bir bölgeye ait hissetmekten öte dünya vatandaşı olarak görmemizi ve global dünyanın dışındaki hayatları algılama duygusuna kapılmamızı sağladı. Uzun çağlardan beri hayatın merkezinde olduğumuzu düşündüğümüz bu uçsuz bucaksız fezada aslında yalnız olmadığımız hissi ile binlerce galaksiden ya da milyonlarca uzay cisminden sadece biri olduğunu anladığımız Dünya’mızın bu kozmosta ufak bir nokta olduğunu fark ettik. Başımızı gökyüzüne kaldırmamızla başlayan bu macera insanlık için büyük ve sonsuz bir serüvendir. Uzay araştırmaları için yüzyıllardan bu yana icat edilen ve her geçen gün geliştirilerek daha da güçlenen teknik donanım ve edinilen bilgi birikimi de biz insanoğlunun uzay yolunda en büyük yardımcıları olmuştur. Uzay konusunda yapılan araştırmalar, deneysel çalışmalar ile beslenen bilim dallarından farklı olarak büyük handikaplar ve tehlikeler içerir. Büyük bütçeler ile yıllarca süren çalışmalar, araştırma, bilgi ve birikimleri, bir göktaşının uzaydaki aracınıza çarpmasıyla yok olabilir. Yinelemek gerekirse uzay konusunda kesin bilgi elde edebilmek ve kesin bir yol izlemek çoğu zaman imkânsızdır. Konu uçsuz bucaksız feza olunca, bazen bir yıldızın varlığını onun sadece uzaktan yaydığı bir ışığa, yansımaya bağlamak zorunda kalabiliriz. Uzay ve uzay araştırmaları artık önümüzdeki yüzyılın neredeyse yegâne çalışma alanını oluşturacak. İnsanlık bana göre, temel bilgilerini artık tamamen uzay araştırmaları için kullanacak ve şekillendirecek.
Bizler de bugün 28 ülkeye ihracat gerçekleştiren AKINSOFT Ailesi olarak, 22 yıldır yılmadan yorulmadan teknoloji yolunda büyümeye ve gelişmeye devam ediyoruz. 2015 yılı için belirlediğimiz “Robotik Teknolojileri Seri Üretimi” vizyonumuzu gerçekleştirmek için 2009 yılında çalışmaya başladık. 22 yıllık bilgi sermaye deneyim ve enerjimizi uzun yıllardır Robotik Teknolojiler yolunda kullanıyoruz. Geçtiğimiz yıl 26 Aralık 2015 tarihinde yine hep birlikte bu coğrafyada bir araya gelerek ülkemizin ve dünyanın ilk İnsansı Robot Fabrikası’nın temellerini attık ve aynı gün yıllarca sır gibi sakladığımız hedefimiz olan arşı, AKINSOFT Uzay Teknolojileri AR-GE Üssü kurma vizyonumuzu kamuoyuyla paylaştık.
Bize “Sizin gibi adamlar yurtdışına çıkarlar, bu ülkede yapmazlar böyle işleri.” dediler. Onlara karşı çıktık. Çünkü, biz onlar gibi olmadığımız için bu topraklarda kalıp vatanımıza, milletimize hizmet etmeyi seçtik. Bu düşünce ve içimizdeki bu vatan sevgisi ile yakın zamanda AKINSOBOTICS’le robotik alanında hedeflediğimiz konuma ulaşıp robotlarımızı birçok farklı iş kollarında aktif olarak çalışır hale getireceğiz. Robotlarımız insanlığın yararına çalışmayı sürdürürken bizler de sıradaki hedefimiz olan arşa kilitleyeceğiz yörüngemizi. İnsanların yaptığı insan ergonomisini bozan birçok işi robotlara devrettikten sonra bizler artık yeni bir hayat, yeni bir boyut için zihnimizi yoracağız. Bu sadece bizim değil ülkemiz için de büyük bir adım olacak. AKINROBOTICS tarafından üretilen robotlar uzaya ayak basmamız için gerekli tüm teçhizatı üretirken bizler de kendimizi tüm bu angarya işlerden arındırıp uzayda insanlık için neler yapabileceğimizi düşüneceğiz.
AKINSOFT olarak biz 2023 vizyonumuzu gerçekleştirmek üzere çıktığımız bu yüksek teknoloji yolunda kendi öz sermayemizle motorundan vidasına kadar tüm aksanlarını AKINSOFT Uzay Teknolojileri AR-GE Üssü tarafından hayata geçireceğimiz çalışmalarla başka bir dünyanın keşfi için yola çıkacağımız günü sabırsızlıkla bekliyoruz. 2023 vizyonumuz ile asırlar öncesinde uzay araştırmalarına temel olan bilgilerin mimarları atalarımızın mirasını hakkıyla kullanarak ülkemizi uzay araştırmaları konusunda olması gereken konuma ulaştıracağımızdan eminiz. Eğer uzayda hayat varsa, biz bu hayata dahil olmak ve bayrağımızı o topraklarda dalgalandırmak adına o güne dek var gücümüzle çalışacağız. Cumhuriyetimizin kuruluşunun tam da 100. yılında AKINSOFT Uzay Teknolojileri Ar-Ge Üssü ile Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi ülkemizi, ilim irfan yolunda çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmakla kalmayacağız; o seviyeyi arşın arşın aşmak için kalbimizdeki inançla uzay araştırmalarımıza başlayacağız.
Dr. Özgür AKIN
AKINSOFT Yönetim Kurulu Başkanı