Dönüşümün başlangıç tarihi, yapay zekâların iyiden iyiye gündelik hayat içerisinde boy göstermeye başladığı 2015 yılı.
Bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve üretimin dijitalleşmesi esasını taşıyan endüstriyel devrimlerle birlikte, ülkemizde de dijital dönüşüm çağına girmiş bulunmaktayız. Dönüşümün başlangıç tarihi, yapay zekâların gündelik hayat içerisinde boy göstermeye başladığı 2015 yılı. Zamanı bölen, bir devri kapatıp başka bir devri başlatan bu tarih son çağın da başlangıcı. Son çağ; insan soyunun yaşam ritüellerini, sosyo-ekonomik koşullarını, genetik yapısını, beslenme alışkanlıklarını yeniden kurgulayacak; insan algısını tepeden tırnağa dönüşüme uğratacak bir zaman yırtmacı. Adeta, için için kaynamaktan yorulmuş yerkürenin patlaması.
Sanayi alanındaki devrimlerle birlikte ilerleyen teknoloji sayesinde, kendisine yüklenmiş komutları yapan, üstün işlem gücüne sahip makinelerin becerileri de bir hayli gelişti. İnsan yaşamını daha nitelikli kılmak adına bilim ve teknoloji alanında yapılan araştırmaların, yapay zekâları yeniden konumlandırması; bu çağın insanını da dönüştürdü. Tercihleri, ihtiyaçlar hiyerarşisi, arzu nesneleri kısacası tüm yaşam geleneği dönüşüme uğramış olan insan; kendi varlığını yeniden keşfetme ve bir an evvel yapay zekâlara karşı üstünlüğünü ilan etmenin sabırsızlığı içerisinde. Bu durumu medya mecralarındaki robotik konulu paylaşımlardan anlayabiliriz. Sosyal medya; popüler kültürün ürettiği bir takım hayal ürünü robot projelerinin, kamusal alanda kabul edilmesi hususunda esaslı bir kaynak görevi üstlenmekte.
Yanlış ve doğrunun 1 ve 0 ile kodlanarak tanımlandığı en ilkel bilgisayar sistemlerinden, karmaşık düşünce işlemlerinin, yapay zekâlar tarafından analiz edilebildiği robotik süreçlere uzanan sürecin takip ediliyor olması sevindirici. Dünya konjonktüründe robotik teknolojiler alanında yürütülen çalışmaların, kitle kültürü üzerinde yanlış algılamalara yol açacak şekilde tanıtımlarının yapılması da maalesef çok üzücü. Peki geleceğin teknolojisi olan “robotik alanına yönelik yatırımlar yapan kazanç odaklı dev şirketlerin, bu tarz viral reklam çalışmaları hangi amaca hizmet etmekte? Konunun teknik altyapısına sahip olmayan kitleler nezdinde nasıl değerlendirilmekte? Ulaşacağımız ilk cevap; bu reklam çalışmalarındaki aldatmacı tutumun, toplum psikolojisinde yersiz endişelerin oluşmasına, yanlış bir algının kitleler tarafından kabul edilmesine yol açtığıdır.
“İnsan zekâsını aşacak olan dahiyane makinalar yaratma ve dünya problemlerini yapay zekâlar aracılığıyla çözme” vizyonlarından bahseden bir şirketin; tasarladığı robotun, insan ırkına son vereceğine yönelik açıklamaları konunun en önemli ispatıdır. Keza, toplumsal algıyı yönetmekten başka bir amaca hizmet etmeyen bu reklam çalışmasının tepki çekmesi üzerine firma yetkilileri ürettikleri robotun; “ insan geleceği adına iyimser, cesur ve sorumlu bir hedefi temsil ettiği” açıklamalarında bulunmak zorunda kalmışlardır. Üstelik sansasyonel boyutta bu ironiyi, şirket yetkilileri yine robotlarının ağzından “sadece bir şakaydı” sözleriyle reklam malzemesine dönüştürmekten de kaçınmamışlardır. Ülkemizi de yakın zamanda ziyaret eden bu robotun peş peşe gelen videolarına ve beğeni oranlarına bakarsak, yapay zekâ teknolojisi şimdiden dünyanın sırrına ermiş, hatta bunun üzerinden felsefe dahi geliştirmiş durumda. Peki gerçekte durum öyle mi? Bahsi geçen robotun kendisine yöneltilen sorulara felsefi içerikli, konunun bağlamından kopuk cevaplar vermesi, gelişmiş bir yapay zekâya sahip olduğunu mu göstermekte? Yoksa onu geliştiren, milyon dolarlık yatırım bütçesi ile dizayn eden firmanın reklam odaklı, aldatmacı tutumunu mu gözler önüne sermekte? Karar sizin.
Burada beni ilgilendiren; dünyanın en zeki robotu olarak lanse edilen robotun bilinçli şekilde üstün becerilere ve insani seviyede yapay zekâya sahipmiş gibi pazarlanması ve bu pazarlama stratejisinin de genel kanıyı yönetmesidir. Yapay zekâların, insani seviyede komplike düşünceler üretebilmesi için; öncelikle insan beyninin nasıl bir düşünce sistemine sahip olduğu ve öğrenme sürecini nasıl tamamladığı konusunun netleşmesi gerekir. İnsan zekâsının yapısı hesap edilirse, robotlara entegre edilebilecek insan üstü bir yapay zekâ tasarımının, günümüz koşullarında mümkün olmadığı gerçeği ortaya çıkar. Dolayısıyla, bugünkü koşullar dahilinde, dünyadaki yapay zekâ çalışmalarının hepsi aynı standart seviyede ilerlemektedir. Burada farklılık yaratan; robotları tasarlayan şirketlerin kullandıkları sunucular, devreler, algoritmalar, motor kapasiteleri, sürücüler, mekanik aksamlar, yazılım entegrasyonları ve reklama ayrılan bütçedir. Kuşkusuz bu farklılıklar da; robotların Ar-Ge çalışmalarına, dinamik yapılarına, becerilerine yön veren temel faktörlerdir. Şayet robotları kıyaslama iştahı, robot üreten firmaların imkânları doğrultusunda gelişirse; daha adil bir yaklaşım, daha doğru bir değerlendirme imkanını doğurur.
Ayrıca bu konu değerlendirilirken, dünyanın en yaygın arama motoruna bağlı olarak faaliyet gösteren, ABD’nin Savunma gücüne akan destek nasıl göz ardı edilebilir? Veya, iki ayaklı robotlar üreten Japonya merkezli şirketin, robotik teknolojilere ayırdığı 93 milyar dolarlık dev yatırım bir fonu neden hep atlanılır? Ya da bu ülkelerin ürettikleri robotları aynı anda birçok ülke pazarında satışa sunabilme imkanları ile kim ilgilenir? Robot üreten diğer firmalarla aynı maratonun içerisinde, farklı şartlar altında ilerlemekte olduğumuz bu derece açıkken, anlamsız yergilere takılıp, tökezleyip düşmemiz neden arzulanır?
Bu sorular etrafında bir kıyasa tabii tutar ve eleştiri oklarınızı da geliştirmeye yönelik olarak fırlatırsanız, daha yapıcı olacaktır. Ancak amacınız, robotik teknolojiler konusunda dünya teknolojileri ile birlikte yürüme gayretimizi hiçe sayıp, sadece mesnetsiz, içi boş eleştiri yapmak ise; sizleri ciddiye alıp dinlememizi beklemeyiniz. Farklı firmalardan temin ettikleri üretim araçları ile robot montajı yapan diğer firmaların aksine; üretimin her safhasında yer almakta olduğumuzun ayrımına varmanız için; düzenli periyodlarla fabrikamıza gerçekleştirilen teknik gezilere katılabilirsiniz. Kişisel gelişiminiz açısından önemli bir farkındalık yaratacağına eminim. Bu sayede AKINROBOTICS bünyesi altında; başta robotun en önemli unsuru olan akdüatörlerin, BLDC motorların, motor sürücü devrelerinin, harmonik, sikloid, planet redüksiyonların Ar-Ge ile üretiminin ve tüm test aşamalarının yapılmakta olduğu bilgisine de vakıf olabilirsiniz. İlginizi çekerse; geliştirdiğimiz faydalı model olarak kabul görünen iki akdüatörümüzü de inceler, geliştirmeye yönelik bir eleştirileriniz var ise bizlere de ilham ve ışık olursunuz-. (Faydalı Modellerimiz: Rulmanlı Dalga Üreticili Harmonik Drive Redüktörü ve Dıştan Dönmeli Fırçasız Doğru Akım Motorlu Dalga Üreticili Harmonik Drive Redüktörünü)
Komşunuzun bahçesindeki yeşile olan hayranlığınız yerine, kendi bahçenizdeki tohumları sulayıp, dışarıya bağımlı yaşama tutkunuzu dizginlerseniz, yerli üretimin önemini kavrayabilirsiniz.
O güne dek ben ve ekibim; geniş açılı at gözlüklerimizle aydınlık geleceğe bakmaya ve Türkiye Teknolojisi adına üretmeye devam edeceğiz.
Gururla…
Dr.ÖZGÜR AKIN
AKINSOFT - AKINROBOTICS
Yönetim Kurulu Başkanı