Ülkemizde teknoloji denince akla ilk gelen firma olmak ve bu sorumluluğu taşımak kolay değil. Her daim inovasyona açık olup üretmemiz gerekiyor ki önce biz gelişelim sonra çevremiz ve en önemlisi ülkemiz gelişsin.
Ben mesleğine aşık bir insanım. Çalışmalarıma hard diski olmayan bir bilgisayar, iki tahtalı sandalye ve siyah disketlerle başladım. O zamanlar ülkemde vizyonel şirket sayısı oldukça azdı ve ben kendi kendime dedim ki “Özgür Akın, bilim adamı kimliğini %50’ye indir ve kalan %50 ile de iş adamı kimliğini oluştur. Varsın senin üstüne bassınlar ama ülkende yüksek teknoloji üretilsin.”
1995 yılında şirketimiz kurulduğunda çok küçük bir işletmeydik ve biz o günlerde, o küçük işletmemizde 20 yıl sonrasına ışık tutarak: “Ülkemizde robot fabrikaları kuracağız.” dedik. İşte bugün hedef gösterdiğimiz gibi tam 20 yıl sonra 26 Aralık 2015 tarihinde robot fabrikamızın temelini attık. Kurulduğumuz günden bu güne belirlediğimiz vizyonları tek tek yerine getiriyor olmanın gururunu bugün hep birlikte yaşıyor ve aynı inançla yeni çalışmalarımızla Türkiye’de ilklere imzamızı atmaya devam ediyoruz.
Biz bir sermaye şirketi olarak kurulmadık. Şirketleştiğimiz tarih olan 4 Aralık 1996’yı Dünya Bilişimciler Günü ilan ettik. O günlerde bana dediler ki; “Sen nasıl oluyor da Dünya Bilişimciler Günü’nü ilan ediyorsun?” Bugün hala aynı tepkileri alabiliriz fakat konuya bir de şu açıdan bakmak gerekir. Tarihin birinde dilini, dinini, kültürünü bilmediğimiz bir insan çıkıyor, bir günü özelleştiriyor ve biz hep birlikte onun peşinden gidiyoruz. Neden o insan bizim ülkemizden olmasın? Neden biz de özel günümüzü ilan edip dünyaya armağan etmeyelim ve bundan onur duymayalım? Yapılan güzel şeyleri alkışlamak bu kadar mı zor? Bir atılım yaptığınızda birçok engelle karşılaşabilirsiniz, sizi caydırmaya çalışanlar da elbette olur. Fakat eğer siz yaptığınız işin doğru olduğuna inanıyorsanız devam etmeli ve tüm bunlara kulak asmamalısınız.
“Asla pes etme; Bir gün dönüp arkana baktığında bıraktığın izlerin yok olduğunu görsen dahi doğru bildiğin yolda yürümeye devam et. Çünkü seni takip edenlerden çok, varacağın yerde kucaklayanlar olacaktır.”
Biz de tüm aksi görüşlere inat, vizyonlarımız doğrultusunda 1997 yılında 15m2’lik küçük ofisimizden çıkıp showrooma geçerek Türkiye’nin her köşesine ulaşmaya karar verdik. Ve Ankara’da ilk Bölge Müdürlüğü’müzü açtık. Tabi bu arada güneş almayan küçük ofisimizde çalışmalarımıza devam ediyorduk.
1991 yılında, markasından modeline kadar belirlediğim bir araç almaktı 2000 yılı vizyonumuz. Böyle de vizyon olur mu dediğinizi duyar gibiyim. Evet, 2000 yılı vizyonlarımızdan biri de buydu ve gerçek oldu. Yine 2000 yılı için belirlediğimiz vizyonlardan bir diğeri ülkemizdeki tüm çözüm ortaklarımızı ziyaret etmekti ve bu vizyonumuzu da gerçekleştirdik.
2002 yılında artık donanım ve yazılımdan para kazanmaya başlamıştım. Şimdi bana soracak olursanız “20 yıllık iş hayatınızda aldığınız en büyük karar nedir?” diye, size 2002’de donanımı bırakarak tamamen yazılıma yönelmek olduğunu söyleyebilirim. Bu kararı alırken kendi kendime dedim ki: “Öleceksek ölelim.” Ve o yıl rakam olarak küçük olabilir fakat oran olarak tam 42 kat büyüdük.
Bizim için bir işi zamanında yapmak çok önemliydi: “Just in time!” Wolvox yazılımımızın da sloganında bahsettiğimiz gibi tam zamanında ve çok doğru bir karar aldık. Ardından bayi yapılanmamızda taşlar yerine oturmaya başladı ve 2003 yılında ilk Bölge Bayiliğimizi verdik.
Sonrası 2005 vizyonumuz. Benim en çok değer verdiğim konulardan biridir sosyal sorumluluk. Ve bence en önemli sosyal sorumluluk geliriniz oranında vergi ödemektir. Biz de 2005 yılı vizyonumuza sosyal sorumluluğumuzu ekledik. İlimizde kendi kategorimizde vergi rekortmeni olacağız demiştik ve gerçekleştirdik. Aynı zamanda Konya Plaza’mızın da temellerini attık. Üzerine arsasının tam beş katı değerinde olan bir yapı inşa ettik. 2005 yılı vizyonlarımızdan bir diğeri de ihracatın temellerini atmaktı. Alt yapı hazırlıklarımızı tamamladık ve 2007 yılında ilk yurtdışı bayiliğimizi verdik. Bugün tam 24 ülkede Yurt Dışı Çözüm Ortağımız mevcut.
2008 yılında hayatımın en güzel gezisini gerçekleştirdim. Azerbaycan’a gittik ve orada ilk fizibilite çalışmalarımızı başlattık.
2009 yılında, 3’er aylık periyodlarla yayınladığımız bilim, teknoloji, kültürel ve güncel konuların işlendiği kurum içi dergimiz Inovax yayın hayatına başladı. Ve tam 7 yıldır devam ediyor.
2009’da ülkemiz kriz dönemindeydi. Biz o dönemde tüm kriz ortamına rağmen büyük reklam çalışmaları gerçekleştirdik. Tabi bazı kesimler yine; “AKINSOFT bunca reklam giderinin altından nasıl kalkıyor? Çıldırmış bunlar. Batıyorlar galiba.” gibi yorumlarda bulundu. Ama işin aslı bizim başından beri sermayemizi en doğru şekilde yönetmemizdi.
2010 yılı vizyonumuz robotik teknolojiler alanında ar-ge çalışmaları başlatmaktı ve biz 1 yıl yanıldık. Robotik teknolojilerde ar-ge çalışmalarımızı 15 yıl sonra başlatacağımızı belirtmiştik fakat 14 yıl sonra başlattık. İlk günlerde biraz zorluk çektik tabi ekipman yok, alet yok, bunlar gibi birçok eksiklik. Tüm bu olumsuzluklara rağmen 2011’de Türkiye’nin ilk insansı robotu AKINCI-1’i sizlerle tanıştırdık. Ardından yaşadığımız coğrafyanın en önemli endüstriyel bitkisi olan pancar için pancar ekim robotu PNCR-1 ve PNCR-2’ yi çiftçilerimize sunduk. Pancar ekiminde verimi %95’e taşıdık.
2013’de AKINCI-2’yi sizlerle paylaştık. İnsanları görüp algılayabilen, konuşabilen, denge sağlayıp parmaklarını kullanabilen bir yapıya sahip olan AKINCI-2 “Türkiye’nin İlk İnsansı Mobil Robotu” ünvanını aldı. AKINCI-2’den sonra 2015’de serinin son prototipi olan AKINCI-3 üretildi. AKINCI-3 (AKINOID), yerel, ulusal ve uluslararası basında büyük yankı uyandırdı. AKINCI-3 bizim için çok özel bir robot çünkü tüm devre tasarımları ve motorları robotik departmanımızda üretildi.
Ardından Türkiye’de yine bir ilke imza attık. Türkiye’nin ilk robot garsonu ADA, Cadde Meram Kafe ve Robotik Uygulama Merkezi’mizde hizmet vermeye başladı. ADA için de birçok olumsuz yorum aldık. Yok efendim bir şey yapmıyorlar, masaya tepsiyi bırakıp gidiyorlar. Yok efendim bunu zaten yaptılar vs vs… Evet yapıldı. Bundan birkaç yıl önce bir ülkede yine bizimkinin emsali bir robot; geliyor, masanın kenarında bekliyor ve siz kalkıp servisinizi kendiniz alıyorsunuz. Biz çok uzaklardaki bu çalışmayı alkışlarken kendi memleketimizden kendi çocuklarımızın yaptığı bu muhteşem robotları neden görmezden gelip alkışlamıyoruz? Tüm bu eleştirilere rağmen azimle, yılmadan çalışarak ADA ve AKINCI robotlarımızdan esinlendiğimiz ADA H3 (Robot Hostes ADA) tamamlandı. Hostes ADA’yı çok yakında havalimanlarında, otogarlarda broşür dağıtırken; alışveriş merkezleri ve marketlerde ürün tanıtımı yaparken görebileceğiz.
AKINSOFT tüm bu çalışmaları yürütürken hiçbir sermaye desteği almadan kendi öz sermayesi ve AKINSOFT mühendisleriyle projelerini geliştirdi.
AKINSOFT bir vizyon şirketi. 20 yıl önce belirlediğimiz vizyonlarımızı bugüne dek tek tek yerine getirdik. Ve 2015 yılında insansı robot fabrikamızın temellerini attık. Ben şahsım adına bu cümleyi söyleyebilmek için 20 yılımı verdim ve biz AKINSOFT olarak yine Türkiye’de bir ilke imzamızı attık. Hatta dünyada bir ilk diyebilirim. Çünkü dünyada robotların seri üretimine geçmek için kurulmuş başka bir kuruluş daha yoktur. Biz dünyada bir ilki başardık. Fabrikamız, faaliyete geçmesinin ardından insanlara kapılarını açacak, onları misafir edecek ve bu ilk herkesle paylaşılacaktır.
Biz 2023’de ülkecek nice asırlara diyerek, Cumhuriyet’imizin 100., AKINSOFT’un 28. yılında hep birlikte gözümüzü arşa dikeceğiz. Uzay çalışmaları alanında ar-ge çalışmalarımızı başlatacak, AKINSOFT Uzay Teknolojileri Ar-Ge Üssü ve AKINSOFT Yüksek Teknoloji Üniversitesi’ni kuracağız.
Yüksek teknoloji alanındaki çalışmalarımız, öncelikle bulunduğumuz coğrafyaya sonrasında da tüm insanlığa değer katacak niteliktedir. Satırlarımı kendime ait olan “TEKNOLOJİYE GEREKEN ÖNEMİ VERMEYEN MİLLETLER, KENDİ ÜLKELERİNDE ÖZGÜR OLDUKLARINI SANARAK KÖLE OLMAYA MAHKUMDURLAR.” sözlerimle noktalarken hepinize teknolojiye gereken önemi verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Dr. Özgür AKIN
AKINSOFT Yönetim Kurulu Başkanı